22 Ocak 2016 Cuma

Atarlı bir millet olarak kendini tatmin etmenin 7 kuralı vs #BeLikeBill

Son 3 yıldır Facebook ve Instagram’ın mutsuzları mutlu, atarlıları haklı, mazlumları güçlü, mağdurları da mağrur gösterme etiğine dair yazı ve infografik yığınına dönüşmesi nedeniyle artık bu sosyal ağlardan cidden bunaldığımı ve şurama geldiğini beyan ederim. (Neyse ki unfollow özelliğini getirdiler) Bir tutarlılığı olsa en azından ben de bir ucundan tutup bu kuralları uygulayacağım, ama belirli bir süre maruz kalındıktan sonra elde edilen sonuç sadece paylaşanın tecrübelerine ve duygularına göre evrilen yani tamamen sübjektif bir takım önerilerin “kurallar” başlığı altında bize kaktırıldığı gerçeği.



İki resim arasındaki 1071 farkı bulunuz.


Kimsenin yaşantısını burada irdeleyecek değilim ayrıca umurumda da değil. Benim umrumda olmadığı gibi başkalarının da değil ve bunlara maruz kalmak aynı kişiden günde en az 8 adet balayı fotoğrafı almak kadar sıkıcı. Burada kayda değer olan, Türkçe harici bildirilerin genelde kotasyon şeklinde karşımıza çıkması ve daha pozitif, daha aktivasyona yönelik içerik barındırması. İnsan olumlu bir şeyler söyleyince altına imzasını atabiliyor haliyle. Bunun yanında kendi halkımızdan gelen atarlı ve mağrur bir takım kural bildirisinin altına kimse adını yazamazken atalarımızın olsa olsa Sebastian adlı bir gencin DNA’sına dayandığı konusunda bir izlenim ediniyorum. Yapmayın, etmeyin.


İşte tüm bu nedenlerden dolayı şu akımı destekliyorum. Kepazelik ve beceriksizliklerimizle dayılanmak ve hayıflanmak yerine başarılarımızla gururlanmayı ortak akıl olarak ortaya koyan örneklerin artması dileğiyle. #Belikebill

  


Hiç yorum yok: