2 Mayıs 2009 Cumartesi

Geçmişe saygı istiyoruz ya da bir arşiv sitesi



Geçenlerde dikkat ettim, Fanta'nın logosu değişmiş. Bu logo değişikliği olayı firmaların pazarlama birimlerinde çalışanlar için bir Çin işkencesidir. Sizin kurumsal kimlik üreticiniz birden kafasına esince nedense geçmişin üzerine bir perde çekmek ister. Her şeyi sil baştan düzenlemek ister. Vardır kendince sebepleri, girmeyelim bu konuya da, olan o güne kadar kullanılan bütün pazarlama materyallerine olur, bir anda her şeyi yenilemek gerekir firma ile ilgili. İster müşterinin gördüğü şeyler olsun ister en confidential data kağıtları. Bir anda her yerde bir temizlik, bir yenilenme çabası... Bunu da sizden öyle bir titizlikle yapmanızı isterler ki, her şey, her logo, her isim aynı anda değişmeli, değil web siteniz, sahadaki şubelerin tabelaları bile aynı anda F5 olmalıdır. Sanki bir anda ülkemiz Ocenia, Eurasia ile ortaklığı bozmuş yerine Eastasia ile kanka olmuş gibi. Sanki o eski biz eskiden hiç yokmuşuz gibi. Bir de bu değişikliğe ayak uyduramayanlar tek ayak üstünde bekletilir. O derece titiz bir temizlik.

Allahım sanki o zamana kadar yapılmış her şey büyük bir hataymış gibi... Yaşandı bitti saygısızca dercesine neden silinir her bir materyal, hiç anlayamam. Yahu koyun onları bir yere de görelim, biz de bakalım. Nasıl geldik bu güne, anlayalım. Neden Garfield'in 30 yıl önce neye benzediğini herkes bilir ama Bonus'un Card'ı hangi arada logodan uçtu, kimse hatırlayamaz?

Fanta'ya geri dönelim. Şimdi kurumsal kimlik yenilendi ya, isterim ki ben dilediğim zaman bu tertemiz temizliğin önceki hallerini görebileyim. Eskilerde bu biraz zordu. Eskilerde dediğim 90'lı yılların sonlarında. O zaman web sitelerinde veri tabanı mantığı yoktu. Bir siteyi güncellerken eskiden oluşturduğunuz her şeyi çöpe yollardınız. Şimdi değişti bu durum. Bütün bilgilere ulaşmak mümkün aslında. Ondan istiyorum ki, bir alan olsun. Geçmişle ilgili bir takım bilgileri de oraya koyalım. Ne bileyim bir bodrum katı ya da tavan arası gibi. Arada sırada gidip de atıyorum Efes Pilsen'in eski logolu şişelerine bakalım, Coca Cola'nın Take My Breath Away'li reklamlarını seyredelim. Bunların hepsini birleştiren bir site olsun. Yoksa her kurumdan bunu yapmasını istesek olmaz. Ama bir babayiğit arkadaş yapar belki. (Belki vardır, bilen varsa da söylesin.)

28 Nisan 2009 Salı

Sağlıklılık karşılaştırması yapan web sitesi olsun

Şu anda ağzımdan suyu akmakta olan, içine bir komün dolusu şirinin sığabileceği hormon yuvası çileğe bakarak yazıyorum bunu. Masada bir bardak da kola var. Hormonlu çileği yiyeceğime kolayı içsem daha mı iyi olurdu? Bu konuda karşılaştırma yapabileceğimiz bir site olsun, ona göre rahat edelim karar verirken. İnsan her zaman da çim suyu içemez ya.

25 Nisan 2009 Cumartesi

Nedir bu film olayı aga?

Yeni nesil kordonuna bağlı kamerasıyla mı doğdu yoksa bizim zamanımızda ultrason yok diye biz mi uzak kaldık, anlamadım; bu "filmini gönder birlikte goygoy yapalım" çağrılarının neden bu kadar arttığını kavrayamadım aga. Şimdi aslında sahte araştırmacı gazeteci kimliği ile uğur dindar maskesi takıp bu çağrıların geldiği sitelere bir bakış atmak ve ona göre yazı yazmak gerekir ama ben orijinalliğim bozulmasın diye yapmayacağım bunu. Sadece sormak istiyorum, nedir bu "kısa filmini çek, interaksiyon olsun, ürünümüzle tanış, dokun ona, sev onu, okşa ve en yakın arkadaşını arkasından vur..." çağrısının arkasında gizli şey? Yok yanlış sordum, nedir bu yeni neslin filme merakı? Nedeeeen?

Bu sorunun cevabını bilseydim yazı yazmazdım heralde, sonuçta cevabını bildiğimiz konuları kafamıza takan bir tür değiliz. Mesela hayatta saçlayı yemeğe ne zaman koyacağım konusunda bir yazı yazmam. Neyse, kısacası bilmiyorum neden böyle olmuş ama neden böyle olmamış: Neden bu insanlara "Gel kızanım, bu ay iki satır şiir yaz, rüyalarında bestelediğin şarkıları gel şu 444'lü hatta mırılda, hadi o da zor mu geldi, iki cümle derle, sanatlı olsun" çağrısı yapılmıyor? Yapılsın ya. Film çok zor, kes yapıştır, uğraş, fotoşop gibi diil, kasamıyorum, ondan.